top of page

Deklanşörün bana verdiği yetkiye dayanarak

  • bozturkd
  • 30 Eki 2024
  • 2 dakikada okunur

Yazın son günlerinde sonbaharın kapı eşiğinde bir fotoğraf festivali. 25 sergi ve bir dolu atölye ile şehirdeki -bırakın bu şehri, ülkedeki en önemli fotoğraf etkinliği. Fotoğraf; sanat dallarının yetim evladı, galerilerin üvey çocuğu. Öyle ki, klişe bir etkinlik ile açılan bir resim sergisi düşünün, sergiye özel bir fotoğrafçı tutulur, besleme gibi ortalıkta dolaşır da, kimse onu umursamaz çektiği fotoğrafları önemsemez. İstisnalar vardır illa ki, genel kanı hep silsilesinden geçen tüketilmiş içeriklerdir fotoğraflar.


Zira ellerinde b’enfon 7569 vardır ve ‘selfie’ kamerası sizi bilmem ne filtresiyle bilmemnegram’da hiç olmadığınız gibi gösterebilir. Hiç olmadığınız gibi görününce ne geçiyor elinize bilmiyorum ama anlamı kaybolmuş imajlarla sizi siz yapanlarınızdan arındırılmış kendi alıcınızı aradığınız bir yerlerde işinize daha çok yarayan yeni formuna taptığınızı biliyorum. Neyse bu başka bir konu. Diyordum ki ülkedeki en önemli fotoğraf etkinliği, her yıl bu dönem bir estirip ortadan kaybolur. Kaybolmuyor tabi biz biliyoruz nerede olduğunu, ama biz de sadece biliyoruz. Bugün tanıştığım Özcan Yaman hoca ile sohbetimizde de geçtiği gibi, ‘piyasası’ olmayan bir iş olarak fotoğraflar yeniden arşivlere girip ‘allah bilir’ bir süre içinde üzerinde şimdiden birikmeye başlayan toz tabakasıyla yeniden gün ışığına kavuşmayı bekleyecekler. Hoş o fotoğrafçılar da ya bu akıbetin farkındalar ya da bunun yarattığı hayal kırıklığıyla bir gün gerçeği kabullenecekler. Bazıları da bir umut üretmeye devam edecek(belki de umut etmeden). İşte biz o bir umut(belki de umut etmeden) üreten fotoğraf makineli Don Quixote’lar deklanşörün bize verdiği yetkiye dayanarak ISO, Diyafram ve Kutsal Enstantane adına fotoğralarımızla şehrin yel değirmenlerine karşı verdiği savaşta saflarımızda eksilenlere rağmen mücadeleye devam edeceğiz. Belki köprü altında iki aşıkla buluşacağız, belki bir kaleye hapsolmuş bir prensesi kurtaracağız, belki bir kuşun özgürlüğünde gökyüzünde süzülürken şehrin en atıl yerinde bir köşeye atılmış bir iskemlede mola vereceğiz, belki de içinde boy vermiş bir ağacı olan bir binaya karşı bakarak bir sohbet edeceğiz.

Ne olursa olsun var olanı görmekten çekinmeyen ve bununla gurur duyduğumuz fotoğraflarda buluşmak üzere.

Sevgilerimle,

Şehrinizin fotojurnalisti,

Ümit.




 
 
 

Comentarios


bottom of page